Beyşehir ilçesinde bulunan dünya kültürmirası geçici listesinde yer alan ve yılınher mevsiminde yerli yabancı çok sayıdaziyaretçi çeken Eflatunpınar Hitit KutsalAnıtı ve Havuzu’nun dünyada bir eşi vebenzerinin olmadığı belirtildi.

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Hüseyin Muşmal, tarihte insanoğlunun süreç içerisinde hep su kenarlarında yerleşerek yerleşim merkezi kurduklarını belirterek, Anadolu’da kurulu büyük medeniyetlerden birisi olan Hititler’in de Beyşehir Gölü kenarında günümüzde deEflatunpınar olarak bilinen alanda önemlibir açık hava tapınağı tesis ettiğini söyledi.

Bu tapınakla ilgili araştırmacıların eserlerine bakıldığında bu bölgenin alelade seçilmiş bir bölge olmadığını gördüklerini anlatan Prof.Dr.Muşmal, Eflatunpınar ve yakınlarında yer alan Fasıllar anıtlarının kurulduğu bölgede tarihteki Hitit egemenliğinden söz ederek, “Eflatunpınar’ın doğal bir kaya üzerinde değil, bir havuzun, yani su kaynağının, bir pınarın etrafında andazit taşlardan, itinalı bir işçilikle bir araya getirilmiş bir tapınak olduğu görülüyor.
Geçmişte açık hava tapınağı olarak yapılmış olan bu tapınak, günümüzde biraçık hava müzesi niteliğinde. Konya da önemli bir turizm bölgesinde. Ülkemizin önemli turizm bölgelerinden olan Konya’da, yine Konya’nın da önemli turizm yörelerinden olan Beyşehir’de yeralan Eflatunpınar Hitit Kutsal Anıtı’nı bugün bir açık hava müzesi şeklinde değerlendirmek mümkün görünüyor.

ANIT, SUYUN TASARRUFLUKULLANILMASIYLA İLGİLİSEMBOLLERLE DOLU

Aynı zamanda bu anıtı incelediğinizde,anıtın, pınarın üzerinde yapılmış obloklarda, gerektiğinde tasarruflu birşekilde suyun kullanılmasıyla ilgili birtakım sembolleri de barındırdığınıgörüyoruz. Yani, etrafında pınardankaynayan sular, kanallar marifetiylehavuza toplanmakta, suyun azaldığıdönemlerde havuzdaki sudan da istifadeedildiği görülmekte.
Bu pınarın suları da Beyşehir Gölü’nekadar uzanan bir dere halindeulaşmakta.
Biz istiyoruz ki, bölgemizdeki özellikle kültür varlıkları, hangi döneme ait olursa olsun, ister Türk dönemi dediğimiz Selçuklu beylikler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olsun, ister Türk dönemi öncesi dediğimiz Bizans, Roma, Hitit, hatta Neolotik döneme ait bu bölgede medeniyetlerin bırakmış olduğu tarihi kültür varlıklarının günümüze ulaşmış, değerli önemli kültür varlıklarının gelecek nesillere ulaşmasına imkan tanımak ve bu günde özellikle dünya üzerindeki yerli ve yabancı turistlerin bölgeyi ziyaret eden insanların daha güzel, daha kolay ziyaretlerine imkan tanıyabilmeleri için düzenlenmesi gerektiğine inanıyoruz.”ifadelerine yer verdi.
Bölgenin çok kıymetli bir kültür varlığı olan Eflatunpınar’ın bu nedenle etrafının düzenlenerek, hatta gerekirse bir bilgilendirme platformu oluşturularak etrafında kurulacak kamera sistemleri ileziyaretçi sayısının tespit edilmesinin hemgüvenliği hem de bölgeye gelen ziyaretçilerin ülke ve Konya turist potansiyelini ortaya çıkarması açısından son derece önemli olduğunu düşündüklerini dile getiren Prof.Dr.Muşmal, şöyle devam etti:
“Böylece bölgemize gelen ziyaretçi sayılarını bilirsek, bu ziyaretçilerin bölgede, eser etrafında geçirdikleri vaktitespit edebilirsek eserle ne kadar ilgilendiklerini tespit edebilirsek, orada sunacağımız hizmet, orada ortaya konulacak çalışmanın tespiti açısından da bize önemli veriler verecektir.Biz de bu kez şunu söyleyebileceğiz: Evet, Konya’da önemli bir açık hava müzesi durumunda olan Eflatunpınarı’na yılda 5 bin turist gelirken Fasıllar bölgesinde bulunan Hitit Anıtı’na 3 bin turist geliyor. Acaba turistler bu bölgeyi daha iyi mi tanıyorlar, daha iyi mi anlatılmış bölgemizin değerleri daha iyi mi insanlara aktarılmış ya da ulaşım imkanları mı sıkıntılı, insanların ulaşmalarında problemler mi var. Bunların masaya yatırılması mümkün olabilecektir.”

Beyşehir’deki kutsal anıt ve havuzunundünyada bir eşinin olmadığını daaraştırmacıların söylediğini anlatanProf.Dr.Muşmal, M.Ö. 13.yüzyılda yapılananıtı diğerlerinden ayıran bir özelliğininde olduğunu belirtti.

Bir pınarın etrafında andazit taşları özelolarak işlenerek yapılan bu anıtın çok ilgiçekici bir eser olduğunun altını çizenMuşmal, şunları kaydetti:

“Bu andazit taşları belki bu Fasıllar bölgesindeki maden bölgesinde işlendi,getirildi. Belki de Eflatunpınarı’na yakın olan Sadıkhacı civarındaki andazit taşlarından yapıldı, bilmiyoruz. Ama kayaoymak suretiyle değil, parça parça yapılmak suretiyle, özel olarak bir kompozisyon etrafında yapılmış, birleştirilmiş, yani bu kompozisyonda tanrılar, tanrıçalar, dinlerine göre tabi ki günümüz açısından değerlendirmeyelim.Tanrılar, tanrıçalar işlenmiş bir kompozisyon halinde oraya çok büyük bir önem verdikleri anlaşılıyor. Suya çok önem verdikleri anlaşılıyor. Zaten, insanın suya önem vermemesi mümkün değil. Eski çağlardan itibaren de günümüze kadar insanlar suya çok değer vermişler. Suyun bulunduğu bölgelerde önemli semboller ve abidelerortaya koymuşlar. İvriz, bunun örneği Konya’da. Eflatunpınar bunun örneği, kompozisyonu itibariyle, bulunduğu coğrafya itibariyle bir bütün halinde bir abideyi oluşturması açısından Eflatunpınar anıtının, abidesinin Türkiye’de ve dünyada örneğinin bulunmadığını araştırmacılar söylüyor. Alanla ilgili Hititologlar ve tarihçiler ve eski çağ tarihçileri bunları böyle söylüyor. Belki yakın benzer örnekler vardır ama ülkemizde bunun örneği bulunmuyor. Bu muhteşem eser bilim camiası tarafından Yazıtı olmadığı için tamamen dini nitelikli aynı zamanda Hititlerin sanatsal ve politikacı gücünü yansıtan eser olarak değerlendirilmektedir.”

Bu yönüyle o anıtın mutlak surettemuhafaza edilmesi gerekiyor. O anıtınetrafının daha düzenli hale getirilmesi,korunması gerekiyor.

Elbette Konya Müze Müdürlüğümüzün orada yaptığı çalışmalarda, kazı çalışmaları, daha doğrusu yüzey ve kurtarma kazısı çalışmaları marifetiyle havuzu temizledi. Havuzdan bazı parçaları anıtın kompozisyonuna ait bazı parçaları çıkardı, etrafını tel örgüyle çevirdi, düzenledi. Hayvanların belki havuzu kullanmasının önüne geçilmiş oldu ama daha tertibatlı, daha düzenli, daha kontrol altında tutulabilir bir seviyeye devletimizin, ülkemizin, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın getireceğine inanıyoruz. Hem de böylece biz eşi benzeri bulunmayan bir anıtı etrafında yapmış olduğumuz düzenleme ile yüz akımız olarak dünyaya gösterebilir ve anlatabiliriz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir